IDEF’21 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Tarafından Açıldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin savunma sanayinde geliştirdiği her türlü imkanı ve kabiliyeti dostlarıyla paylaşmaktan memnuniyet duyan bir ülke olduğunu belirterek, "Biz asla savunma sanayi konusundaki münasebetleri sıradan bir ticari ilişki olarak görmedik, görmüyoruz." dedi.
Erdoğan, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen İDEF'21 15. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı Açılış Töreni'ndeki konuşmasında, kendi alanında önemli bir dünya markası haline gelen fuarın 15'incisinin ülke ve katılımcı firmalar için hayırlara vesile olmasını diledi.
Fuarın düzenlenmesinde emeği geçen Milli Savunma Bakanlığını, Savunma Sanayii Başkanlığını Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'nı ve tebrik eden Erdoğan, fuara katılan firmalara ve fuarda gerçekleştirilen etkinliklere destek verenlere teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişi 1993 yılına kadar giden ve iki yılda bir yapılan fuara katılımın sayı ve nitelik olarak sürekli artmasının ülkenin savunma sanayisinin başarısının ifadesi olduğunu dile getirerek, "Burada imzalanan anlaşmalar ve protokoller, fuarımızın savunma sanayi alanında artık kendisine küresel bir yer edindiğine işaret ediyor. İDEF 2021'i işte böyle bir iklimde gerçekleştiriyoruz. Fuarımız gerek açılışa iştirak eden misafirlerimiz gerekse katılımcı firmalar bakımından bugüne kadar ki en zengin görünümüne sahiptir." diye konuştu.
Bir önceki fuara 1061 firma ve temsilcinin katıldığını, bu defa 1238 firma ve temsilciyle fuarın düzenlendiğini anlatan Erdoğan, aynı şekilde ziyaretçi sayısının da bir önceki fuardaki 76 bin rakamını aşacağını ümit ettiğini söyledi.
Erdoğan, burada yapılacak görüşmelerin, kurulacak iş birliklerin, imzalanacak anlaşmaların hayırlı olmasını dileyerek, şöyle devam etti:
"Türkiye savunma sanayinde geliştirdiği her türlü imkânı ve kabiliyeti dostlarıyla paylaşmaktan memnuniyet duyan bir ülkedir. Biz asla savunma sanayi konusundaki münasebetleri sıradan bir ticari ilişki olarak görmedik, görmüyoruz. Bölgemizde ve dünyada barış, istikrar, güven ikliminin tesisinin savunma sanayinde adil bir dengenin kurulmasına bağlı olduğunu düşünüyoruz. Dünyanın en büyük savunma paktı NATO'nun önde gelen üyesi olarak milli savunma sanayimizi geliştirdikçe bölge ve dünya barışına vereceğimiz katkının da artacağına inanıyoruz. Savunma harcamalarımızı ve araştırma geliştirmeye ayırdığımız kaynakları dengeli bir şekilde artırarak bu doğrultuda üzerimize düşenleri yerine getirmenin gayreti içerisindeyiz. Fuarımızda milli imkânlarda geliştirdiğimiz pek çok ürünün yer alması bu konuda katettiğimiz mesafenin ispatıdır. İnşallah önümüzdeki yıllarda bu tablo daha da gelişerek devam edecektir."
"Savunma sanayinde adeta bir devrim gerçekleştirdik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son 19 yılda diğer pek çok alan gibi savunma sanayinde de adeta bir devrim gerçekleştirdiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türk savunma sanayinin dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla çıktığımız bu yolda hamdolsun çok iyi bir noktaya geldik. Mesela 2002 yılında ülkemizde sadece 62 savunma sanayi projesi yürütülüyorken günümüzde bu sayı 750'yi geride bırakmıştır. Bu projelerin bütçeleri de 5,5 milyar dolar düzeyinden 75 milyar doların üzerine çıkmıştır. Sektörde faaliyet gösteren firma sayımız da 56'dan 1500'e ulaşmıştır. Firmaların yıllık ciroları 1 milyar dolardan 11 milyar dolara kadar yükselmiştir. Savunma sanayimiz artık dünyada ilk 100 listesine giren ana yüklenicileri, gelişmiş kabiliyetlere sahip alt yüklenicileri, KOBİ'leri, araştırma kuruluşları, üniversiteleri sayesinde geniş bir yelpazede kendi özgün ürünlerine sahip hale geldi. Tüm bu gayretlerin neticesinde savunma sanayinde dışa bağımlılığımızı yüzde 80'ler seviyesinden yüzde 20'ler seviyesine indirmeyi başardık."
Erdoğan, sadece kendi kendilerine yeterli olmakla kalmayıp, bu birikimi dostlarının ve müttefiklerinin istifadesine de açtıklarını belirtti.
İhracatta da bunun yansımalarını gördüklerine işaret eden Erdoğan, "Daha önce 250 milyon doları bile bulmayan savunma ve havacılık ihracatımız 3 milyar dolar sınırını geride bıraktı. Bu başarının gerisindeki unsurlardan biri de sektörün araştırma geliştirmeye ayırdığı bütçenin 49 milyon dolardan 1,5 milyar doların üzerine çıkmış olmasıdır. Kara, hava ve deniz ürünlerinde ulaştığımız seviyenin sembollerinin başında insansız hava araçlarımız geliyor. Özellikle başarısını sahada bilfiil ispat etmiş olan silahlı insansız hava araçlarının tasarımı, üretimi ve satışında dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasında yer alıyoruz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayinde katettikleri mesafenin ve elde ettikleri başarıların gerisindeki bir diğer önemli faktöre değinerek, şöyle devam etti:
"Türkiye küresel tedarikçilerin çıkardığı zorlukları ve maruz kaldığı gizli açık ambargoları aşmak için savunma sanayine bu denli yüklenmiştir. Terörle mücadelesinin en kritik anlarında yalnız bırakılan, sınırları tehdit altındayken ihtiyaç duyduğu hiçbir ürüne ulaşamayan bir ülke olarak, kendi ihtiyaçlarımızı süratle karşılayacak adımları atmaya mecbur kaldık. Yürüttüğümüz projelerin bize sağladığı imkanları, kendi sınırlarımızı güvenli hale getirmek, hem sınır ötesi harekatlarla bölgemizde bir güvenlik kuşağı oluşturmak için kullandık. Geldiğimiz seviye bizi artık çok daha büyük hedeflere yöneltmiştir. Savunma sanayinde bugünün ihtiyaçlarını karşılamanın ötesinde geleceğin teknolojilerine, geleceğin araçlarına, geleceğin ürünlerine yatırım yapıyoruz. Bilhassa yapay zeka temelli çalışan kara, hava ve deniz araçları konusunda iddialı projeler üretiyoruz. Sürü İHA'lar, insansız deniz araçları, insansız savaş uçakları, elektromanyetik toplar, lazer silahları uydu sistemleri gibi geleceğin ihtiyaçlarına cevap verecek her alanda varız, var olacağız. Elde ettiğimiz her imkanı, her kabiliyeti, geliştirdiğimiz her ürünü dostlarımızla paylaşmak ise vazgeçilmez önceliğimiz olmayı sürdürecektir.
"Hazır ol cenk ü cidale istersen sulh u salah." sözünü anımsatan Erdoğan, "İnşallah tercüme doğru yapılmıştır. 'Eğer barış istiyorsan daima savaşa hazır olmalısın.' diye sadeleştirebileceğimiz bu söz, bizim savunma sanayindeki felsefemizin en güzel ifadesidir." dedi.
"Asla insanların başına bomba yağdıranlardan olmadık, olmayacağız"
"Türkiye, eğer bir yerde bayrak gösteriyorsa tek gayesi, orada barışı, huzuru, istikrarı, güvenliği, refahı sağlamaktır." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Geçmişinde sömürge, katliam, soykırım, işgal izi bulunmayan bir millet olarak gittiğimiz her yerde dostlarımıza göğsümüzü gererek tüm kalbimizle ve samimiyetimizle birlikte kazanmayı teklif ediyoruz. Bu teklifi Balkanlar'da, Kafkaslar'da, Orta Asya'da olduğu gibi Kuzey Afrika'da da yapıyoruz, Güney Amerika'da da yapıyoruz, Güney Asya'da da yapıyoruz. Biz asla sınırlarından binlerce, on binlerce kilometre ötede, güya terörle mücadele adı altında sivil demeden, masum demeden insanların başına bomba yağdıranlardan olmadık, olmayacağız. Hak, hukuk, adalet, insan hakları, demokrasi kavramlarını en süfli, siyasi ve ekonomik çıkarlarının kılıfı haline büründürenlerle hiçbir zaman aynı çizgiye gelmedik, gelmeyeceğiz. Bir damla petrolü, bir damla kandan daha değerli gören zihniyetin bizim değer, toplum ve devlet dünyamızda zerre kadar karşılığı yoktur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayi gibi siyasi ve ekonomik her konuda aynı perspektife sahip olduklarını vurgulayarak, "Küresel teknoloji firmalarının terör örgütleri karşısında sergilediği çifte standart ve iki yüzlü tutum bile tek başına niçin her alanda güçlü olmamız gerektiğini göstermeye yeterlidir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki çarpık yapıyı anlatmak için yıllardır dile getirdiğimiz 'Dünya beşten büyüktür.' ifadesinin haklılığını yaşadığımız her hadise bir kez daha teyit ediyor. Lafa geldiğinde tamamen kar-zarar hesabı üzerinde yürüdüğü iddia edilen ekonomik araçların, yeri geldiğinde nasıl siyasi ve ideolojik güce hizmet eden birer silaha dönüştürüldüğünü bizzat yaşayarak görüyoruz. Savunma sanayi de işte bu çarpık küresel düzenin en önemli araçlarından biridir. İDEF 2021'de gördüğümüz şu güzel manzarayı, bu çarpık küresel düzeni değiştirme yolunda hep birlikte katettiğimiz mesafenin remzi olarak değerlendiriyorum." diye konuştu.
Fuarın, her düzenlenme yılında biraz daha ileriye giderek kısa sürede hedeflerine ulaşmalarını sağlayacağını belirten Erdoğan, fuarın katılımcılar ve ziyaretçiler için hayırlara vesile olmasını dileyerek, fuarın organizasyonunda emeği geçenleri tebrik etti.
Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, dost ve müttefik ülkelerin temsilcilerini ve dünyanın önde gelen savunma sanayi firmalarının yöneticilerini ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar da açılışta yaptığı konuşmada, bölgede ve dünyada savunma ve güvenlik alanlarında önemli bir tanıtım, pazarlama ve iş birliği platformu hâline gelen bu büyük organizasyonun hayırlı olması temennisinde bulundu. Dost ve müttefik ülkelerin temsilcilerini ve dünyanın önde gelen savunma sanayi firmalarının yöneticilerini ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Bakan Akar, son dönemde yaşanan gelişmelere bağlı olarak savunma ve güvenlik konularının birçok ülkenin gündeminde ilk sırada yer aldığını belirtti.
Güçlü olmak için sadece günün koşullarına adapte olmanın yeterli olmadığını, öngörü ve proaktif tedbirlerin de önemli olduğunu aktaran Bakan Akar, "Yarının dünyasında söz sahibi olmak isteyen ülkeler, savunma ve güvenlik stratejilerini güncel tutmak, risk ve tehditlere karşı hazırlıklı olmak zorundalar. Zira gelecek yıllarda harekât ortamının alacağı şekil, klasik yaklaşımlar ve geleneksel düşünme kalıplarıyla çözümlenemeyecek kadar zorlaşmaktadır." diye konuştu. Bakan Akar, siber güvenlik, yapay zekâ, büyük veri analizi ile robotik ve otonom sistemleri yakından takip ettiklerini belirterek sürü dronelardan kuantum radarlara, lazer silahlardan, yönlendirilmiş enerjiyi kullanan silahlara ve mikro uydulara kadar pek çok ürün ve teknolojinin bulunduğunu ve kullanıldığını söyledi.
Geleceğin savunma teknolojilerinde uzay ve siber uzay alanlarının da önemli bir harekât alanı hâline geleceğini dile getiren Bakan Akar, şöyle konuştu: "Teknolojik gelişmelerin lokomotifi olan savunma sanayisinin önemi ve etkisi her geçen gün artmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde uluslararası ilişkilerde özne hâline gelen, etki ve ilgi alanı her geçen gün genişleyen ülkemiz de dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmekte ve gerekli tedbirleri almaktadır. Bu kapsamda Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, teşviki ve desteğiyle savunma teknolojileri başta olmak üzere hemen her alanda önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Kararlılık, inanç ve yüksek bir motivasyonla çıktığımız bu yolda savunma sanayimizde yerlilik ve millîlik oranımızı yüzde 20’lerden yüzde 80'ler seviyesine yaklaştırmayı başarmış bulunuyoruz. Ancak geldiğimiz noktayı yeterli görmüyoruz. Katetmemiz gereken mesafeler olduğunun da farkındayız. Çalışmalarımızı azimle, kararlılıkla ve yoğun bir şekilde sürdürmekteyiz. Amacımız, millî değerlerimiz ve menfaatlerimiz üzerinde yükselen savunma sanayimizi etkin, yerli ve yenilikçi bir anlayışla çok daha ileri seviyelere taşımak, küresel ölçekte rekabet edebilir seviyeye getirmektir."
GURUR KAYNAĞIMIZ
Yüksek teknolojiye dayalı savunma sanayi ürünlerinin tasarım dâhil, yerli ve millî imkânlarla üretilmesine verdikleri öneme vurgu yapan Bakan Akar, "TSK’nın ihtiyaçlarını yerli ve millî imkânlarla karşılarken aynı zamanda tüm dost ve müttefiklerimizin ihtiyaçlarına da çözüm üretmek için elimizden gelen her türlü gayreti gösteriyoruz." dedi. Açık deniz karakol gemisi Akhisar’ın sac kesme ile Pakistan’la ortak MİLGEM Projesi'nin birinci gemisinin denize iniş töreninin geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla yapıldığını hatırlatan Akar, şunları söyledi: "Millî gemi, havadan bağımsız tahrikli denizaltı, Fırtına ve Poyraz sistemleri, Panter obüsleri, radar ve elektronik harp sistemleri, ağır, orta ve hafif silah sistem ve mühimmatı, ATAK ve Gökbey helikopterleri, Hürkuş, Millî Muharip Uçak Projesi, Atmaca, Bora, Kasırga, Hisar füze sistemleri, çeşitli elektronik harp sistemleri, İHA, SİHA’larımız, zırhlı araç projeleri yerli ve millî savunma sanayi vizyonumuzun neticesi ürünlerimizdir. Gururla ifade etmek isterim ki bu projelerin sayısı her geçen gün daha da artmaktadır. Asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığımız ilhamla ve zatıdevletlerinin direktifleri doğrultusunda yılmadan yorulmadan çalışmaya devam edeceğiz. Yurt içi ve sınır ötesinde başarıyla icra edilen harekâtlarda, Doğu Akdeniz’de ve Ege’de hak, alaka ve menfaatlerimizin kararlılıkla korunmasında ve TSK’nın birçok coğrafyada üstlendiği görevleri başarıyla yerine getirmesinde yerli ve millî imkânlarla üretilen silah sistemlerimizin katkısı açıkça görülmüştür, görülmektedir. Başta yerli ve millî İHA, SİHA'lar olmak üzere TSK tarafından kullanılarak sahada yeteneklerini ispatlamış bu silah sistemlerimizi uluslararası standartlarda tasarlayan, üreten ve ihraç eden yerli ve millî firmalarımız dünya devleri ile yarışır hâle gelmiş, milletçe gurur kaynağımız olmuştur." Bakan Akar, Türkiye'nin insan kaynağına, potansiyeline ve bunu güce dönüştürecek savunma sanayi firmalarına inançlarının belirterek "Kamu, vakıf kuruluşları, özel sektör ve üniversitelerin iş birliği ile kritik teknolojilerde azami ölçüde yerli ve millî bir savunma sanayisine ulaşacağımıza ve ülkemizi uluslararası alanda teknoloji ihraç eden güçlü bir konumuna taşıyacağımıza bütün kalbimizle inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Savunma Sanayii Başkanı Demir: Savunma sanayimiz, güçlü altyapısıyla istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ediyor.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, 15’inci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nın (IDEF 2021) açılışında yaptığı konuşmada, fuarda, hem Türk savunma sanayisinin hem de uluslararası şirketlerin son teknolojiyle geliştirdikleri platform ve sistemlerin görücüye çıkacağını, imzalanacak yeni sözleşmelerle yeni iş birlikleri tesis edileceğini belirtti.
Türk savunma sanayisinin özgün ürünleri, ihracatı, ana yüklenicileri, alt yüklenicileri, KOBİ’leri, araştırma kuruluşları ve üniversiteleri ile ülkenin en önemli sektörlerinden biri haline geldiğini ifade eden Demir, "Son 20 yıldır her alanda büyük bir ivme yakalayan ülkemiz, savunma sanayisi alanında da adından söz ettiren bir konuma doğru emin adımlarla ilerlemekte, uluslararası savunma sanayisi pazarında rekabet gücünü arttırmayı sürdürmektedir." dedi.
Türkiye'nin, bulunduğu coğrafyada, modern araç ve gereçlerle donatılmış bir orduya sahip olmanın stratejik öneminin farkında olduğunu vurgulayan Demir, şöyle konuştu:
"Bugün Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Türk savunma sanayisinin geliştirip ürettiği helikopterler, insansız hava araçları, askeri gemiler, zırhlı araçlar, füzeler, hava savunma ve silah sistemleri, elektronik sistemler ve diğer platform ve ürünlerini kullanmaktadır.
Ayrıca, iç güvenlik anlamında jandarma ve emniyet teşkilatlarımız büyük oranda yerli ve milli imkânlarla geliştirdiğimiz ürünlerle faaliyetlerini ve operasyonlarını yürütmektedir.
Savunma Sanayii Başkanlığımız uzun yıllar içinde edindiği proje yönetimi, sanayileşme, kalite-test ve uluslararası iş birliği bilgi birikimi ve tecrübesiyle güvenlik güçlerimizin ihtiyaçlarının yüksek kalitede, karşılanmasına hizmet etmektedir. Bugün geldiğimiz noktada proje hacmi 60 milyar doları bulan yaklaşık 750 proje üzerinde çalışmaktayız. Savunma sanayimiz, güçlü altyapısıyla istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ediyor, kendi ihtiyaçlarımız yanında dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçları için de çalışıyoruz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde oluşturulan "Küresel Güç Vizyonu"na uygun şekilde, yol gösterici bir Türkiye için yüksek kabiliyetli sanayi altyapısını oluşturmak, tasarım ve geliştirme faaliyetlerini destekleyerek yerli ve milli üretimde öncü olarak hedeflerine ulaşacaklarına yürekten inandıklarını belirten Demir, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hitaben, "Türk savunma sanayisini özgün tasarım ve ileri teknoloji yetenekleriyle küresel bir oyuncu haline getirmeyi hedefliyor, inşallah bunu da zatıalinizin liderliğinde ve değerli sektör temsilcilerimizle birlikte başaracağımıza yürekten inanıyorum." dedi.
IDEF kendi rekorunu kırmaya devam ediyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı Genel Müdür Vekili Sadık Piyade de yaptığı konuşmada, fuarda 81 ülke, 2 uluslararası kuruluştan 163 heyete mensup 614 heyet üyesinin ağırlandığını bildirdi.
Sadık PİYADE, “IDEF günümüzde savunma sanayii alanında, önemli bir uluslararası tanıtım, pazarlama, ve iş birliği platformuna dönüşmüş, ve Türkiye’nin bir dünya markası olmuştur. Pandemi koşullarına rağmen, İDEF’in bugün, katılımcı sayısı, ve planlanan görüşmeler bakımından, dünyanın en büyük üç savunma sanayii fuarı arasında yer almasının, haklı gururunu yaşamaktayız.” Dedi.
IDEF'in katılımcı firma sayısı bakımından her fuar döneminde kendi rekorunu kırmaya devam ettiğini belirten Piyade, ""Fuara 538 yerli, 701 yabancı olmak üzere 1238 firma iştirak etmektedir. Önceki yıllarda olduğu gibi IDEF 2021'de de yerli KOBİ'lere fuara katılım konusunda ciddi mali kolaylıklar sağlandığını vurgulamak istiyorum. Fuarda görüşme ofisi açan 29 Türk tedarik makamı tarafından katılımcı firmalar ile ikili görüşmeler icra edilecek, 100'ün üzerinde de anlaşma imzalanacak." ifadelerini kullandı.
Önceki yıllarda olduğu gibi, IDEF 2021’de de, yerli KOBİ’lere fuara katılım konusunda, ciddi malî kolaylıklar sağlandı.