Dünyanın yörüngesinde bulunan uydular; iletişim, navigasyon ve gözlem başta olmak üzere ekonomik ve sosyal yaşamlarımıza sunduğu faydalarla insanlık için vazgeçilmez araçlar haline gelmiştir. Son yıllarda uydularda yer alan faydalı yüklerinin yeteneklerinin artması ve uzaya fırlatma maliyetlerinin düşmesi sebebiyle uzaydaki insan varlığı giderek daha hızlı artmaktadır.
Yapılan fizibilite çalışmalarına göre 2027 yılında yörüngedeki aktif uydu sayısının sekiz bini aşacağı ve toplam uzay ekonomisinin 1 trilyon dolar seviyesine ulaşacağı öngörülmektedir. Uzaydaki değerin katlanarak artması, buradaki varlıkların durum takibinin yapılması ve etkilerinin değerlendirilmesini daha da önemli kılmaktadır.
Yörüngedeki uydular kadar uydulardan kopan parçalar ve çarpışma olaylarından sonra ortaya çıkan uzay çöpü de hızla artmaktadır. Beş binden fazla aktif uyduya ek olarak, görevini tamamlamış uydu ve bu uydulardan kopmuş parçaların sayısı milyonlar seviyesindedir. Özellikle alçak yörünge (LEO-Low Earth Orbit: 200-2.000 km) doyuma ulaşmış olarak nitelendirilmektedir. 2012 ve 2016 yıllarında fırlatılan GÖKTÜRK-2 ve GÖKTÜRK-1 gibi uydularımız bu yörüngede görevini sürdürmektedir.
2021 yılında fırlatılan TÜRKSAT 5A uydumuz ve diğer haberleşme uydularımız ise 35.786 km irtifada bulunan daha yüksek irtifada yer alan GEO’da (Geostationary Orbit veya Geosynchronos Earth Orbit. İrtifa ölçekli görüntüsü için bkz. yandaki şekil1) görev yapmaktadır. İnsanlığın GEO’daki varlığı alçak yörüngelere göre daha az olsa da buradaki uyduların değeri çok daha yüksektir. Bu kapsamda, özellikle bu irtifadaki varlıklar için çarpışma olasılığını sıfıra indirmek kritiktir.
Uzay sistemlerine çarpışma erken ikazı için tespit, takip ve kataloğa eklenecek cisimlerin türü (uzay aracı, roket kalıntısı, çarpışma sonrası saçılmış parça, doğal gök cismi vb.), sayısı ve bu cisimlerin bulunduğu irtifalar oldukça geniş bir yelpazede tanımlanmaktadır. Böyle bir kütüphaneyi oluşturup idame ettirmek için kapsamlı bir uzay alanı farkındalık sistem mimarisine ihtiyaç duyulmaktadır.
Ortamdaki insan yapımı ve doğal nesnelerin takibine ilave olarak, uzay havasının izlenmesi de uzay alanı farkındalığı konseptine dahildir. Uzay havası, uzay sistemlerinin operasyonları ile bu sistemlerden sunulan hizmetlerin kalitesi yanında satıh sistemlerinin performansı üzerinde de olumsuz etkiler yaratabilmekte, bazı hizmetlerin kesilmesine neden olabilmektedir. Bazı durumlarda (Örneğin yörüngeye oturma fazında meydana gelebilecek geomanyetik fırtınalar) sistemlerin kalıcı olarak gayrı faal duruma düşmesine dahi yol açabilmektedir.
Uyduların görevini yerine getirmesindeki bir başka büyük zorluksa haberleşme sırasında diğer uzay sistemlerimden kaynaklı sinyal girişime uğramalarıdır. Çevre koşulları sebebiyle halihazırda çok zor bir ortamda görev yapan uzay sistemlerinin yukarıda özetlenen diğer dış etmenler sebebiyle görevlerini sürdürmesi her geçen gün giderek daha zor hale gelmektedir. Bu sebeple, uyduların görevlerinin başarısından emin olmak için uzaydaki diğer varlıkların bilgilerine azami ölçüde sahip olmak kritiktir.
Ticari büyüklüğüne ve yüksek teknolojisine karşın uzay sistemlerinin dış etmenlere karşı güvenliği uluslararası hukukta gerektiği kadar garanti altına alınmamaktadır. Uzay ajansları arası protokoller ve Birleşmiş Milletler anlaşmalarında yer alan çoğu husus ortaklık veya iyi niyet kapsamında değerlendirilmektedir. Uyduların görevini güvenle yapması nihai olarak operatörlerin ve milli kuruluşların yetenekleri ve elde edebildikleri bilgi ile sınırlıdır. Bu sebeple, uzay alanı ile ilgili elde edilecek en küçük verinin dahi kullanılması kritiktir.
Doğru ve güncel verinin çok kıymetli olduğu bu alanda, sensörlerin kapsama kısıtlarının bulunması ve izlenmesi gereken binlerce cisim olduğu için uzay alanı farkındalığında uluslararası iş birliği kaçınılmazdır. Özellikle uzayda yüksek miktarda varlığı bulunan ülkeler; bu iş birliklerindeki diğer paydaşlara yüksek güvenilirlikte veri sağlamak ve yerel unsurları için erken ikaz bilgisi üretmek adına ulusal uzay gözlem ve durumsal farkındalık sistemlerini oluşturmakta ve geliştirmektedir.