.jpg)
Savunma Sanayii Akademi: Yapay Zeka Çağında Yetenek Açığı
Teknoloji yeteneği, her organizasyonun geleceğini belirleyecek en kritik unsur olarak karşımıza çıkıyor…
Teknoloji alanındaki kritik yetenekleri sihirli bir dokunuşla bulmak mümkün değil gibi görünüyor…
Geleceği sadece kodların değil, o kodlara yön verecek insanların yazacağı kuşkusuz…
Siz de geleceğin teknolojilerine yön verecek mimarlar arasında yer almak için Savunma Sanayii Akademi’nin Yapay Zeka Okulu’nda yerinizi almak ister misiniz?
Dijital Dönüşümde Yetenek Açığına Yakın Bakış
Dijital dönüşüm hız kesmeden ilerliyor, ama bu dönüşümün itici gücü olan teknoloji alanındaki yetenekler yeterince hızlı yetişmiyor. McKinsey’in 2023 tarihli araştırmasına göre, yöneticilerin yalnızca %16’sı teknoloji yetkinlikleri açısından kendini güvende hissediyor. Yani her 10 liderden 8’i, dijital stratejilerini hayata geçirecek insan kaynağından yoksun…
Teknoloji devlerinin yaptığı işten çıkarmalar, birçok alan için geçici bir rahatlama sunsa da, arz talep dengesinde sistematik bir iyileşme görünmüyor…
Aynı araştırmaya göre önümüzdeki birkaç yıl içinde teknoloji yeteneklerine olan talep, mevcut arzın 2 ila 4 katı olacak. Yalnızca Avrupa Birliği’nde, 2027 yılına kadar teknoloji alanındaki açık 1,4 ila 3,9 milyon kişi arasında değişebilir…
Özetle mesele sadece kod yazmak değil, o kodu yazacak insanı bulmak gibi görünüyor…
PEKİ DİJİTAL GELECEĞİ KİM İNŞA EDECEK?
Karşımızda Yapay Zeka ile Kapanan Değil, Genişleyen Bir Yetenek Açığı mı Var?
Peki Üretken Yapay Zeka, Teknoloji Alanındaki Yetenek Açığını Kapatmak İçin Sihirli Bir Çözüm Sunabilir mi?
Üretken yapay zekanın, ürün yöneticilerinin verimliliğini %40 oranında artırabileceği, kod yazma ve dokümantasyon sürelerini neredeyse yarıya indirebileceği biliniyor. Ancak bu verimlilik artışı, şimdilik yalnızca yüksek düzeyde otomasyon yatırımı yapmış öncü şirketlerde kendini gösteriyor. Çoğu organizasyon için bu potansiyel hala teoride kalmış durumda gibi görünüyor…
Üretken yapay zeka verimliliği artırsa da teknoloji yeteneğine olan talebi azaltmıyor; hatta tam tersine artırıyor. Şirketler, yapay zekanın etkin uygulanabilmesi için gerekli dijital altyapıya yatırım yaparken, yeni becerilere ve uzmanlıklara olan ihtiyacı daha da büyütüyor. Verimlilikle boşa çıkan kaynaklar ise başka iş yüklerine yönlendirilerek ek kapasite yaratıyor…
Bir başka önemli nokta ise üretken yapay zeka, sadece geliştirilmekle tüm sorunları çözmüyor; aynı zamanda doğru entegre edilmeli ve etkin kullanılmalı. Bu da teknik olmayan rollerden, yöneticilere ve operasyon ekiplerine kadar geniş bir kitlenin yeniden eğitilmesini veya yetkinliklerinin artırılmasını gerektiriyor. Üstelik yapay zekanın ürettiği çıktılar da çoğu zaman insan yorumuna ve kontrolüne ihtiyaç duyuyor. Yani otomasyonun hızlanması, insana olan ihtiyacı ortadan kaldırmıyor, sadece doğasını değiştiriyor…
Kısacası, üretken yapay zeka şu an için yetenek açığını kapatmaktan çok, onu yeniden şekillendiriyor…
Peki sizce, yapay zeka insanı devre dışı mı bırakıyor, yoksa yeni rollere mi çağırıyor?
Teknoloji Alanında Dönüşümü Mümkün Kılan Altı Kritik Başarı Faktörü
Değer yaratmanın koordineli bir şekilde yürütülmesi için gerekli çerçeve modeli
01 – İşletme Liderliğinde Dijital Yol Haritası
Üstün müşteri deneyimleri sunmak ve rekabetçi mesafe yaratmak için iş alanlarını yeniden tasarlayarak üst düzey liderlik ekibinin dönüşüm vizyonu, değeri ve yol haritası konusunda uyumlu hale getirilmesi
02 – Yetenek
Yeteneklerin uygulama ve inovasyon için doğru beceri ve yetkinliklere sahip olduğundan emin olunması
03 – İşletme Modeli
İş, teknoloji ve operasyonların bir araya getirilerek durmaksızın değere odaklanılması
04 – Teknoloji
Etkili benimseme platformları, çözümleri ve uygulamaları aracılığıyla iş inovasyonunun teşvik edilmesi
05 – Veri ve Yapay Zeka
Müşteri deneyimlerini ve iş operasyonlarını iyileştirmek için yüksek kaliteli verilere erişim sağlanması ve yapay zeka araçlarından elde edilen içgörülerden yararlanılması
06 – Etkinleştirme ve Ölçeklendirme
Dijital çözümlerin etkinleştirilmesini ve kurumsal ölçeklendirilmesini sağlayarak ve risk dönüşüm inisiyatiflerini ve riskleri sınırlı bir şekilde yöneterek değer yakalamanın en üst düzeye çıkarılması
Bütünsel Yaklaşımları Benimsemek…
Mevcut yetenek açığı için sihirli bir çözüm bulunmuyor… Organizasyonların konuyu bütünsel olarak ele almaları gerekiyor… Bunu yaparken dört ayrı kaldıraçtan yararlanılması teknoloji alanındaki yetenek açığını kapatmak için kritik olabilir…
Teknoloji alanındaki yetenek açığını kapatmak için dört iş gücü kaldıraçı...
Dış Kaynak Kullanımı
Sözleşme temelli geleneksel dış kaynak kullanımı gerçekleştirilmesi
İnşa Etme
Yeniden beceri kazandırma ve beceri kazandırma yoluyla mevcut işgücünün geliştirilmesi
Ortak Olma
Stratejik ortaklıklar, personel takviyesi gibi seçeneklerle kapasite açıklarının giderilmesi
Satın Alma
Yeni işe alım yoluyla yeni yetenekler elde edilmesi (odaklanılmış yetenek gereksinimleri için)
Yetenek Arayışında Yeni Yol Haritası…
Geçmişte, organizasyonlar teknoloji yeteneği ihtiyaçlarını satın alma ve dış kaynak kullanımı gibi geleneksel kaldıraçlarla karşılayabiliyordu. Ancak günümüzün daralmış iş gücü pazarında bu yöntemler artık tüm yükü sırtlanamıyor…
Dış kaynak kullanımı, kısa vadede başvuru havuzunu genişletebilir ama derinliği garanti etmez. Bu model genellikle yüksek devir oranları ile birlikte geliyor: Yeni yetkinlikler kazanan çalışanlar, kısa sürede daha cazip tekliflere geçiş yapabiliyor. Dış kaynak kullanımı hala proje bazlı ya da kısa süreli destek ihtiyaçları için işlevsel olabilir, ancak sürdürülebilir bir çözüm olarak görülmüyor…
Yetenek satın alma yaklaşımı ise arzın sınırlı, talebin yüksek olduğu bir ortamda giderek daha maliyetli hale geliyor. Teknoloji profesyonellerine olan yoğun rekabet, organizasyonları sadece maaşla değil, yeteneklere özel fırsatlar ve deneyim vadeden yenilikçi yöntemlere yönlendiriyor. Nitelikli çalışanlara ulaşmak için geleneksel iş ilanları da artık yerini Instagram postlarına ve teknik topluluklarda yürütülen doğrudan etkileşimlere bırakıyor…
Dolayısıyla organizasyonlar, yalnızca bu iki yönteme bel bağlayarak yetenek boşluğunu dolduramayacaklarını fark etmeli. Daha stratejik, yaratıcı ve çok yönlü bir yaklaşıma ihtiyaç olduğu kesin…
Klasik yöntemlerin ömrü doldu mu?
Yoksa sadece yeniden mi yorumlanmalı?
Kritik Alanlarda Ne Kadar Cesur Olmalıyız?
McKinsey verilerine göre, çalışanların %71’i işverenlerinin yapay zekayı etik şekilde geliştireceğine güveniyor. Bu oran, üniversiteler veya teknoloji devlerine duyulan güvenden daha yüksek. Ancak savunma, uzay, siber güvenlik gibi kritik alanlarda, yapay zekanın güvenli kullanımı sadece etik değil, hayati bir mesele. İşveren güveni yüksek olsa da, bu alanlarda yapay zekaya duyulan güven temkinli ve kontrollü ilerlemek zorunda gibi görünüyor…
Yetenek Açığını Kapatmanın Anahtarı: Yeniden Beceri Kazandırma, Geliştirme ve Stratejik Ortaklıklar
Dijital dönüşümün hız kazandığı bir çağda, teknoloji yeteneklerine olan talep arzın çok üzerinde seyrediyor. Organizasyonlar bu açığı kapatmak için artık sadece dışarıdan yetenek satın alma ya da taşeronlaştırma yöntemlerine güvenemiyor; içerideki potansiyeli açığa çıkarmak ve doğru ortaklıklarla ilerlemek giderek daha kritik hale geliyor…
Mevcut Kadroyu Güçlendirmek
Yeniden Beceri Kazandırma ve Yetenek Geliştirme, teknoloji stratejisinin merkezinde yer almalı.
Yapay zeka örneğinde olduğu gibi, birçok organizasyon artık yeni yetenekleri dışarıdan almak yerine, bu becerileri mevcut çalışanlara kazandırma yolunu tercih ediyor. Yeni araçlar sayesinde çalışanların yetenek envanteri daha kolay çıkarılıyor ve bu sayede kullanılmayan ama değerli becerilere sahip kişilere ulaşmak mümkün oluyor…
Yeni Nesil Ortaklıklar
Geleneksel dış kaynak kullanımı her zaman sürdürülebilir bir çözüm sunmuyor. Ancak büyük sistem entegratörleriyle kurulan stratejik ortaklıklar, hem yetenek erişimini artırabiliyor hem de dönüşüm çabalarını destekliyor. Eğitim, mentorluk ve kaynak paylaşımı gibi unsurlar anlaşmalar sayesinde kurumsal dönüşümün daha da verimli hale geliyor. Anahtar nokta ise, sadece tedarik değil gerçekten ortaklık ruhuyla yaklaşımlar geliştirmek…
Nereden Başlamalı?
Teknoloji alanında yetenek açığını kapatmak için sihirli bir çözüm yolu yok. Bu sorunun üstesinden gelmek için dört temel kaldıraç olan, Yeni Yetenekleri İşe Almak, Dış Kaynak Kullanmak, Mevcut Çalışanları Geliştirmek ve Stratejik Ortaklıklar Kurmak gibi kritik unsurlar bir arada düşünülmeli. Ancak çoğu organizasyonun asıl sorunu, bu yolculuğa nereden ve nasıl başlayacaklarını belirlemek...
Bu noktada, organizasyonların kendilerine net yanıtlar vermesi gereken üç temel soru öne çıkıyor...
Dijital dönüşüm hedefimiz ne kadar büyük ve bu hedefe ulaşmak için hangi yetkinliklere ve kapasiteye ihtiyacımız var?
Mevcut çalışanlarımızın yetenek profili, bu ihtiyaçlarla ne kadar örtüşüyor?
İş ortaklarımızın yetenek havuzu, bu boşlukları ne ölçüde doldurabilir ve bu ilişkilerde karşılaştığımız engeller neler?
Bu soruların tamamına yanıt verebilen organizasyonların, ulaşmak istedikleri hedef netleştiren ve yolculuklarını güvenle sürdürebilecekleri bir yol haritasına sahip olacakları kuşkusuz...
Çünkü geleceği sadece en iyi teknolojiler değil, bu teknolojileri yetkinlikle, yönlendirecek ve dönüştürebilecek insanlara yatırım yapanlar şekillendirecek…
GELECEĞİN MİMARI OLMAK İÇİN HAZIR MISINIZ?
Teknolojinin hızla evrildiği bir dünyada, geleceği sadece izleyenler değil, tasarlayanlar fark yaratıyor. Yapay zeka, artık sadece bir araç değil; strateji, karar ve güvenliğin merkezinde yer alan bir güç…
Geleceğin kritik teknolojilerine yön vermek, dijital dönüşümde ön saflarda yer almak ve teknoloji dünyasının mimarlarından biri olmak isteyenler çantalarını bugünden hazırlıyor…
PEKİ YA SİZ?
SAVUNMA SANAYİİ AKADEMİSİ’NİN YAPAY ZEKA OKULU, BU YOLCULUKTA SİZE ÖZEL BİR KAPI ARALIYOR…
Stratejik düşünme, etik sorumluluk, algoritmik okuryazarlık ve savunma odaklı yapay zeka uygulamalarını içeren bu programda, hem teknik hem entelektüel bir donanım kazanacaksınız...